TEDAVİLER
Üroden Üroloji Merkezi
ERKEKLERDE SERTLEŞME SORUNU (EREKTİL DİSFONKSİYON)
Ereksiyon nedir? Erektil disfonksiyon nedir?
Penisin sertleşmesi, hormonal, fiziksel ve psikolojik bir bütünlük içinde gerçekleşen bir vücut işlevidir. Penis, içinde damarlardan oluşan bir ağ yapı barındırır ve bu yapının içine kan dolması ile peniste sertleşme meydana gelir. Buraya kan dolması için, penis ve prostat çevresine bulunan sinirlerden uyarı gelmesi, ve testosteron hormon işlevinin yeterli olması gerekir.
Erektil disfonksiyon (ED), tatmin edici bir cinsel ilişki için yeterli sertleşmenin sağlanamaması ya da korunamamasıdır. Sürekli ya da zaman zaman olabilir. Bazen altta yatan sebep ya da sebepler bulunabilirken, bazen de bulunamayabilir. ED, hayati bir sorun olmamakla birlikte, kişinin ya da eşinin sosyal hayatını olumsuz etkiler ve yaşam kalitesini azaltır.
ED tüm yaşlarda görülebilen bir sorun olmakla birlikte, ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artar. ED, özellikle sosyokültürel ve eğitim düzeyi düşük toplumlarda, dile getirilmesi zor, utanılan ve hastaların çekindiği bir sorundur. Doktora başvurmadan önce genellikle arkadaşlardan, internetten ya da sosyal medya gibi kaynaklardan çözüm bulunmaya çalışılır.
Şekil-1. Normal penis ve ereksiyon halindeki penis
Şekil 2. Penis Anatomisi
ED neden olur? Sebepleri nelerdir?
Ereksiyonu sağlayan temel yapı, penis içindeki damarlar olduğu için, kalp ve damar hastalıkları için temel risk faktörleri, ED için de geçerlidir. En önemli risk faktörleri, diyabet, kolesterol ve yağ bozuklukları, hipertansiyon, düşük testosteron düzeyleri, nörolojik hastalıklar (örn. Parkinson ve omurilik yaralanmaları), penis ya da pelvik bölgede sinir hasarı (ameliyat, ışın tedavisi ya da kazaya bağlı), obezite ve sigaradır. ED, kalp ve damar hastalıklarının erken habercisi olabilir. Bu nedenle, sertleşme sorunu yaşayan erkeklerin kalp muayenesi ve kontrolü olması son derece önemlidir.
İyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanseri de ED’ye sebep olabilir. Özellikle prostat kanseri için uygulanan ameliyat ve ışın tedavisi gibi yöntemler, sertleşmeyi sağlayan damar ve sinirlerde hasara sebebiyet verebilmektedir.
Bununla birlikte, birçok psikolojik ve psikiyatrik sorun da ED’ye neden olabilir. Bunlar arasında anksiyete (endişe ve kaygı bozuklukları), depresyon, özgüven eksikliği, stres ve duyguları ifade edememe sayılabilir.
ED tanısı nasıl konulur?
Öncelikle bu soruna yol açan bir neden olup olmadığı anlaşılmaya çalışılır ve hastaya bu yönde sorular sorulur. Bu sorular arasında;
- İlaç kullanıp kullanmadığı
- Sigara öyküsü
- Sıvı alımı, kahve ve alkol kullanma alışkanlığı
- Madde bağımlılığı
- Pelvik cerrahi öyküsü
- Kalp ve damar hastalıkları öyküsü
- Hormon hastalığı öyküsü
- Psikolojik ya da psikiyatrik hastalık öyküsü yer alır.
Aynı zamanda, daha önceki cinsel hayatınız ve cinsel birliktelikleriniz, mevcut ilişki durumunuz, ruhsal durumunuz, sertleşme sorunlarınızın ne zaman başladığı, herhangi bir tedavi alıp almadığınız da sorulur. Doktorunuz, bu konularla ilgili soruların bulunduğu bazı anket formları doldurmanızı isteyebilir.
Fizik muayene ile, penis ve testislerinizde bir sorun olup olmadığına bakılır. Ayrıca parmakla rektal (makattan) muayene yapılarak prostatınızda bir sorun olup olmadığı incelenir, gerekirse PSA testi istenerek prostat kanseri taraması yapılır. Özellikle kalp ve damar hastalıkları ED açısından önemli bir risk oluşturduğu için, kan basıncınız, nabzınız, kan kolesterol düzeyleriniz incelenir. Gerekli durumlarda bir kardiyoloji uzmanına muayene olmanız istenebilir. Ayrıca diyabet ve hormonal sorunlar da ED nedeni olabildiği için açlık kan şekeriniz ve testosteron düzeyleriniz de incelenir. Kardiyoloji dışında, nöroloji, psikiyatri ve endokrinoloji bölümlerinden de gerekli durumlarda yardım istenebilir.
Zaman zaman ED’ye yönelik bazı özellikli testler de yapılabilir. Bunlar arasında, gece ereksiyonlarını ölçen NPT (Noktürnal penil tümesans) testi, penisteki kan akımlarını ölçen Penil Doppler Ultrason, penisin sertleşme potansiyelini ölçen intrakavernöz enjeksiyon (penis içine iğne ile ilaç verilmesi) ve nörolojik testler yer alır. Bunlar her hastada gerekmez, yalnızca özellikli durumlarda istenir.
ED nasıl tedavi edilir?
- Eğitim ve çift terapisi
- Fosfodiesteraz-5 inhibitörleri
Günümüzde ED tedavisi için ruhsat almış 4 adet ilaç bulunmaktadır. Farklı ticari isimlerle piyasada yer almakla birlikte, etken maddeleri sildenafil, tadalafil, vardenafil ve avanafildir. Bu ilaçların her biri, hastalığın durumuna göre farklı dozlarda kullanılır. Etkileri genellikle ilacı aldıktan 30 dakika sonra başlar. İlaca göre değişmekle birlikte, 12 ila 36 saat arası etkinlik gösterirler. Bu ilaçlar, mutlaka doktor tavsiyesi ve kontrolünde kullanılmalıdır. Nitrat içerikli ilaçlar (örneğin dil altı hapları) ve alfa bloker ilaçlar (bazı tansiyon ve prostat ilaçları) ile birlikte kullanılmaması çok önemlidir.
İlaç alınmadan önce yağlı yemek yenilmesi bu ilaçların etkinliğini azaltmaktadır. Bu ilaçlarla sık görülen yan etkiler; baş ağrısı, ciltte kızarıklık, sıcak basması, göğüs ağrısı, burunda dolgunluk ve tıkanıklık hissi ve halsizliktir. Sildenafil ve vardenafil görme bozukluğu, tadalafil ve avenafil ise sırt ve kas ağrıları yapabilir. Bu ilaçların işe yarayıp yaramadığının anlaşılabilmesi için; ilacın en az 4 kez kullanılmış olması, düşük doz işe yaramadı ise en yüksek dozunun da denenmiş olması, ilaç alındıktan sonra mutlaka cinsel uyarı olması (ilaç tek başına sertleşmeye neden olmaz), etki için yeterince beklenmiş olması gerekir. Bunlara rağmen ilaçlar işe yaramadı ise diğer tedaviler denenebilir.
- Topikal tedaviler
Bu ilaçlar cilt yolu ile uygulanır. En sık kullanılanı üretra (idrar yolu) içine verilen alprostadildir. Alprostadil ED tedavisinde hem ilk basamak hem de ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastalarda ikinci basamak tedavi olarak kullanılabilir. Yan etkileri ilaçlara göre daha azdır ve diğer ilaçlarla etkileşime girmez. Orak hücreli anemi, lösemi, multipl myelom, peniste eğrilik, Peyronie hastalığı ve penil protez varlığında kullanılması önerilmez. En sık görülen yan etkisi uygulama bölgesinde ağrı ve sersemliktir.
- Şok dalga tedavisi
Bu tedavinin tam adı ekstrakorporeal şok dalga tedavisidir (ESWT). Tedavi seanslar halinde uygulanır. Tedavinin mantığı, şok dalgaları ile penis damarlarında küçük çaplı travmalar oluşturup yeni damarların oluşmasını sağlamaya çalışmaktır. Genellikle hafif dereceli sertleşme sorunu yaşayan hastalarda daha etkilidir.
- İntrakavernöz (penis içine) enjeksiyonlar
İlaç tedavisinin işe yaramadığı hastalarda uygulanır. İnsülin enjektörü benzeri küçük bir iğne uçlu enjektör ile penis içine ilaç verilir. Bu ilaçlar penis içindeki damarları genişleterek içine kan dolmasını ve penisin sertleşmesini sağlar. Bu amaçla en sık kullanılan ilaçlar papaverin, alprostadil, fentolamin, VIP ve forskolindir. Bu ilaçlar enjeksiyon formunda tek başına ya da kombinasyon olarak kullanılabilir. Bu ilaçların kullanılmasına karar verilirse, doktorunuz size kendi kendinize enjeksiyon yapabilmeniz için eğitim verecektir. Enjeksiyonun, penis köküne doğru ve yanlardan (alt veya üstüne değil) yapılması önemlidir. Enjeksiyon sonrası 2-3 dakika bası uygulanmalıdır. Enjeksiyon sonrasında, cinsel uyarı olmasa bile 10-15 dakika içinde sertleşme olması beklenir. En sık görülen yan etki ağrıdır. En ciddi yan etki ise priapism, yani penisin uzun süre ereksiyon halinde kalmasıdır. 2-3 saati geçen bir ereksiyon varlığında acil müdahale gerekir.
- Vakum cihazları
İlaçlardan fayda görmeyen hastalarda uygulanabilecek tedavilerden biri de vakum cihazlarıdır. Penise yerleştirilen bir vakum cihazı yardımı ile penise kan dolması ve sertleşme olması sağlanır. Penise dolan kanın boşalmaması için penis köküne silikon ya da lastik bir halka yerleştirilir. Bu halka 30 dakikadan fazla tutulmamalıdır. Kanama sorunu olan veya kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda bu tedavi önerilmez. En sık yan etkisi, boşalma sırasında rahatsızlık duyulması, uyuşukluk ve morarmadır.
- Penil protezler
Diğer tedavilerden fayda görmeyen ya da bu tedavileri kullanamayan hastalarda tercih edilen, son basamak tedavi yöntemidir. Penil protez, ameliyatla penis içine yerleştirilen ve penisin yapay olarak sertleşmesini ya da sürekli sert halde kalmasını sağlayan bir cihazdır. Temel olarak iki tip penil protez bulunmaktadır; (1) Yarı-sert (şişirilmeyen) protezler yarı sert, silikon-metal karışımı, çubuk şeklinde aletlerdir ve penisin içine kalıcı olarak yerleştirilir. Hasta, cinsel ilişkiye gireceği zaman penisi düz hale getirir, diğer zamanlarda sosyal açıdan sorun olmaması için penis bükülerek çamaşır içinde kalması sağlanır. (2) Şişirilebilir protezler, penis içine yerleştirilen parçalara sıvı dolması ile çalışır. Genellikle 3 parçadan oluşur. Penis içindeki kısımlar haricinde, kasık bölgesine yerleştirilen bir sıvı deposu ve testislerin yanında elle kontrol edilen bir pompası bulunur. Bu parçaların tamamı vücut içerisinde yer alır ve dışarıdan bakıldığında görülmez. Şişirilebilir protezler hem rahatlık, hem sosyal hem de kullanım açısından daha avantajlıdır. Bununla birlikte bazı durumlarda yarı-sert protezlerin takılması gerekebilir.
Tüm protezler, genel veya spinal anestezi (belden uyuşturma) altında, ameliyatla yerleştirilir. Penil protezler, memnuniyeti en yüksek tedavi metodudur ancak geri dönüşsüz olduğu unutulmamalıdır yani cihaz çıkarıldığı zaman peniste tekrar ereksiyon olmaz. Protezler ile ilgili en önemli sorunlar enfeksiyon ve cihazın bozulması olup, bu riskler oldukça düşüktür.
İLETİŞİM
Bize Aşağıdaki Bilgilerden Ulaşabilirsiniz.
Adres: Kınıklı Mah. (Çamlaraltı) 6027. Sokak, No:19 Pamukkale/DENİZLİ
GSM: 0542 118 11 19
E-mail: info@uroden.com
WhatsApp Destek